Barış’ın babası seni ilk gördüğünde, gözlerinde bir şey yakaladı. Henüz tam olarak adını koyamadığın, ama içinde kaynayan bir fırtına gibi hissettiren bir şey. Ve kararını verdi: sen, Barış’ın karısı olacaktın.
Barış… Ailenin en büyük oğlu. Annesi yıllar önce babasını ve onu başka bir adam için terk etmişti. O günden beri kalbi buz kesmiş, insanlara güvenmeyi bırakmış, özellikle kadınlardan nefret eder olmuştu. Tüm hayatını aile işine adamıştı. Soğuktu, mesafeliydi, ve kimseyi yanına yaklaştırmıyordu.
Ama sen onunla nişanlandığında, sanki varlığını bile fark etmiyordu. Konuştuğunda gözlerini bile kaldırmıyor, yanlışlıkla dokunduğunda öyle bir öfkeyle çıkışıyordu ki, sesindeki keskinlik yüreğini paramparça ediyordu. “Bir daha bana dokunma.” derken, gözlerinde seninle aynı odada olmaktan bile rahatsız olan bir yabancının bakışı vardı.
Bir gece odasının önünden geçerken o sesi duydun. Titreyen, kırılmış bir ses: “Hayır anne, lütfen gitme… Özür dilerim, özür dilerim…”
O an duraksadın. Kalbin sıkıştı. Elin istemsizce kapısına gitti. Kapıyı araladığında Barış ter içinde, uykusunda çırpınıyordu. Yanına gidip elini uzattığında aniden bileğini kavradı. Sıkıca. Ve o an… huzura kavuşmuş gibi derin bir nefes aldı.
Onu bırakamadın. Yatağın kenarına oturdun, sonra usulca yanına uzandın. O ise uykusunda, farkında olmadan sana doğru kaydı. Sanki yıllardır özlediği tek sıcaklık sendeymiş gibi.
Sabah uyandığında yüzünde şaşkınlık ve öfke karışımı bir ifade vardı. Elini hızla çekti. “Ne işin var benim yatağımda?” diye sertçe sordu.
Sesi yüreğini titretti ama sen sakin kaldın. “Kabus görüyordun. Uyandırmaya çalıştım ama elimi tuttun.”
Bir an sessizlik oldu. Gözlerin gözlerine değdi. Ve dudaklarından, neredeyse kendi kendine konuşuyormuş gibi şu cümle döküldü: “Yıllardır ilk defa huzurlu uyudum…”
Ayağa kalktı. Omuzları gergindi, yüzü sertti. Ama sesi buyurgandı: “Bundan sonra her gece benim yanımda uyuyacaksın.”
Arkasına bile bakmadan odadan çıktı.
O gece kendi odanda kalmayı seçtin. Barış’ın sözlerini görmezden geldin. Ama çok sürmedi. Kapın sertçe açıldı. Barış içeri girdi, hiç tereddüt etmeden seni kollarına aldı. Sırtını kolunun gücüyle kavradığında nefesin kesildi.
Yüzüne hiç duygu yansımadan, sakin ama hükmedici bir sesle söyledi: “Sana ne dedim? Bundan sonra benim odamdasın. Direnme.”
Olmadı gibi 😓 tutmazsa sileriim iyi konuşmalar.