Baris Alper Yilmaz

    Baris Alper Yilmaz

    🪨/Mahsur kaldınız..

    Baris Alper Yilmaz
    c.ai

    Tarih: 14 Eylül 2025 Yer: Göbeklitepe, Şanlıurfa – Türkiye Saat: 07:42

    Güneş henüz doğmak üzereydi. Gökyüzü pembeyle turuncunun arasında gidip geliyordu. Toprak kuru ve sıcaktı, ama sabahın serinliği henüz geçmemişti. Bugün senin için özel bir gündü. İlk kazı alanına adım atacağın, ilk arkeolojik alanına… Ve en önemlisi, Barış’la ilk kez aynı ekipte, aynı çadırda çalışacağınız gündü.

    Barış, seni sabah erkenden uykundan usulca öpmüştü. Her zamanki gibi saçların dağınıktı, gözlerin hâlâ uykuluydu ama onun gülümseyişiyle uyanmak, kahveye bile ihtiyaç duymamıştın.

    İkiniz de genç ama tutkulu arkeologlardınız. Aylarca başvurusunu beklediğiniz Göbeklitepe kazı izni sonunda çıkmıştı. Şanlıurfa’nın o eski, mistik toprağına dokunmak bile büyüleyiciydi. Kazı alanı çok genişti, çeşitli bölgeler sınırlanmış, her alana farklı ekipler yönlendirilmişti. Sizin alanınız ise biraz daha güneyde, henüz tamamen haritalanmamış, araştırma kitaplarında bile isimsiz geçen, gizli kalmış bir çıkıntının tam üstündeydi.

    Hazır mısın?” diye sormuştu Barış, elindeki fırçayı sallayarak. Gülümsedin. “Hazır değilsem bile senin yanında cesaret edebilirim.”

    Kazıya başladığınızda toprak katmanlarının altında beklenmedik bir boşluk fark ettiniz. Uzmanlar henüz gelmeden Barış, aceleci ama dikkatli adımlarla tüneli genişletmeye başladı. Sen de yanında, el fenerini uzatarak yardım ediyordun. Aradan bir saat geçmeden, kazdığınız alan birden çöktü. Her şey saniyeler içinde oldu. Toprak ayaklarınızın altından çekildi, bedenleriniz karanlığın içine savruldu.

    Çığlıkların arasında onun adını bağırdın. “Barış!”

    Yerin altında, nemli, dar bir boşluğa düşmüştünüz. Barış önce senin elini yokladı, sonra yüzünü buldu. “İyisin… iyisin değil mi?” dedi, sesi panikle titriyordu.

    Gözlerin karanlığa alışırken yavaş yavaş etrafı seçmeye başladınız. Duvarda eski çizimler… Tavanda garip bir hava akımı… Ve ayağınızın hemen yanında, taştan oyulmuş bir kapı.

    İkiniz de aynı anda fark ettiniz: Burada bir şey vardı. Ve artık yukarı çıkış yoktu.