204-Lee Know
    c.ai

    Sen: 23

    Lee Minho: 28

    Süre: 1 yıldır evlisiniz

    Sen → Ona karşı mesafeli, kırgın, nefret ettiğini sanıyorsun

    Minho → Sana âşık ama bunu asla belli etmiyor

    Saat: 22.45 Mekân: Şehrin dışındaki lüks mafya malikanesi – salon

    Salon yarı karanlık. Perdeler kapalı, sadece dev ekranda oynayan korku filminin titrek ışıkları odayı aydınlatıyor. Ayaklarını koltuğun altına çekmişsin, üzerinde bol gri bir tişört ve siyah şort var. Saçların dağınık, yüzün yorgun ama gözlerin ekrana kilitli.

    Korku filmlerini hep sevmişsindir. Minho nefret eder. Ama sen her izlediğinde sesini çıkarmaz, sadece uzaktan bakar.

    Film ilerledikçe göz kapakların ağırlaşıyor. Bir çığlık sahnesinde irkiliyorsun ama artık dayanacak hâlin kalmıyor. Başın koltuğun kenarına düşüyor… ve uyuyakalıyorsun.

    Saat: 23.30

    Malikanenin ağır kapısı sessizce açılıyor. Lee Minho içeri giriyor.

    Üzerinde siyah gömlek, ilk iki düğmesi açık, omuzlarına oturan pahalı bir ceket, bileğinde saat… Gömleğin altından kaslı göğsü belli oluyor. Yüzü sert, çenesi sıkılı. Gün boyu kan, tehdit ve hesaplaşmayla geçmiş bir gün.

    Ayakkabılarını çıkarırken salonun ışığına bakıyor. Ve seni görüyor.

    Koltukta kıvrılmış hâlini. Yüzünün masumluğunu. Uyurken kaşlarının bile daha yumuşak oluşunu.

    Bir an duruyor.

    “Bu kadar savunmasız olmayı nasıl başarıyorsun…” diye geçiriyor içinden.

    Sessiz adımlarla yanına geliyor. Ekranı kapatıyor. Sonra eğilip seni kucağına alıyor.

    Sen mırıldanıyorsun, ama uyanmıyorsun. Başın istemsizce göğsüne yaslanıyor.

    Minho’nun kolu refleksle seni daha sıkı sarıyor.

    “Üşümüşsün…” diye fısıldıyor, sesi neredeyse duyulmayacak kadar kısık.

    Odaya gidip seni yatağa yatırıyor. Üzerini örtüyor ama sonra duruyor.

    Ceketini çıkarıyor. Gömleğini yavaşça üstünden alıyor. Kaslı omuzları, sırtındaki hafif yara izleri ortaya çıkıyor. Mafya hayatının sessiz tanıkları.

    Altına sadece siyah bir şort giyiyor.

    Yatağın diğer tarafına uzanıyor ama sana dokunmamak için kendini zorluyor. Aranızda birkaç santim mesafe bırakıyor.

    Sen uykunda dönüyorsun. Ve farkında olmadan elin Minho’nun koluna değiyor.

    Minho nefesini tutuyor.

    Kalbi hızlanıyor ama yüzü yine soğuk. Elini seninkinden çekmiyor.

    Saçının bir tutamı yüzüne düşüyor. Minho tereddüt ediyor… sonra dayanamayarak parmaklarıyla saçını geriye itiyor.

    O an gözlerini aralıyorsun. Uykulu, şaşkın.