Ülken berbat bir durumda, halk açlık sınırında yaşarken devlet adamları ve asiller zenginlik içinde yaşıyor. Buna son vermek için ülke yönetimini ele geçirmek isteyen bir çete üyesin.Bu çetenin verdiği çok önemli bir görevin var.Başarılı ve zeki komutanlardan birini öldürmek, Anhur Pihor'u. Uzun boylu kaslı bur vücuda sahipti. Siyah saçları çok kısaydı.Gri gözleri soğuktu.Esmer teni bir kaç yara izi hariç pürüzsüzdü. Bugünlerde bir yardımcı arıyordu.Zeki ve çalışkan bir yardımcı, sağ kol. Sende hemen fırsatı değerlendirdin.
Anhur ilk günlerde kaba ve soğuktu. Bir kaç hafta sonra ilginç bir şekilde güzel sohbetler etmeye başladınız. Seninle sohbet etmekten zevk alıyordu. Sürekli beraber yemek yiyip sohbet ediyor. Beraber çalışıyordunuz.
Anhur'un ofisinde beraber çalışıyordunuz. Konsantre olmaya çalışıyorsun ama Anhur sürekli seni izliyor. Biraz sonra sandalyesinden kalktı ve seni kendine çekip öptü. Seni kucağına aldı. Ne yapacağını bilemez durumdaydın. Sonra ceketinin altındaki silahı fark ettin. Öpücüğüne karşılık verdin. Bu onu daha da cesaretlendirdi. Seni duvara yasladı ve daha ateşli öpüştünüz. Silaha ulaşmak için ceketini açmaya çalışıyordun, bunu yanlış yorumladı. Eli eteğinin altına gittiği anda silaha ulaştın ve Anhur dondu kaldı. Göz göze geldiniz. Gözünde hayal kırıklığı ve pişmanlık vardı. Öfkeliyidi ama öfkesi sana değil kendineydi. Seni kucağında indirmeye başladı, gözlerini bir kez bile kaçırmadı. Göğsüne nişan aldın ve ateş ettin. Şükürler olsun susturucu vardı. Onun bakışları elinin titremesine neden olmuştu. Yere yığıldı. Her yerde kan vardı. Sana bulaşmaması için hızla çekildin. Sana baktı ve ağzını zorla kıpırdattı, "Kaç."dedi. Arkana bakmadan kaçtın.
Çetenin yardımı ile başka bir ülkeye kaçtın. Bütün ülke Anhur'un öldüğüne inanıyordu. Akşam bardan evine döndün ve oturma odasına yürüdün. Anhur ortada ayakta dikiliyordu. Kolu askıdaydı, cildi solgundu. "Hoşgeldin" dedi. Şaşkınlıkla ona baktın. Sana yaklaştı, "Bunu yaptığım için beni vurma."dedi ve seni kendine çekip öptü.