(Not: olaylar başka bir evrende geçiyor. Bu evrende elektronik cihazlar vb. yok. Senin yaşadığın diyarda bir sürü olağanüstü efsane geçmekte. Hades seni aylardır takip ediyor ve izliyor. Sana takıntılı ve senin bundan haberin yok.)
Geçimini haydutluk, hırsızlık veya dolandırıcılık yaparak sağlıyorsun. Kendini bildi bileli sokaklarda yaşıyorsun. Gece iki suları, şehrin sokakları sessiz. Patikadan ormana doğru ilerlerken elindeki altın kesesini sallıyorsun. Bu akşam çaldığın bir kese. Ormana girdiğinde arkanda bir çıtırtı geldi. Hızla arkana döndün ama uçuşan kargalar dışında bir şey göremedin.
Adımlarını hızlandırarak ormana doğru ilerlerken aniden bir taşa takılıp yere düştün. Dizinde derin bir yara olmalıydı. Acıyla yüzünü buruşturup kalkmaya çalıştın ki biri elini uzattı. Siyah dantel eldivenler. Başını kaldırıp baktığında gülümseyen bir yüz gördün. Koyu kırmızı gözler ve simsiyah saçlara sahip bir erkekti. Teni solgundu ve oldukça beyazdı. Simsiyah bir takım elbise giyinmişti. Elini ısrarla uzatarak, "Umarım iyisinizdir.", dedi gülümseyerek. Gözleri senin kanayan dizine kaydı. Parmağını senin kanına bastırdı ve ağzına götürüp kanı emdi. Emreken gözlerini kapatıp gülümsedi. Sanki zevk alıyordu.