Baris Alper Yilmaz
    c.ai

    Arabanın camından dışarı bakarken, yol kenarındaki ağaçların gittikçe sıklaştığını fark ettin. Gökyüzü griydi, güneş çoktan batmaya yaklaşmıştı ama içini karartan şey gökyüzü değil, gideceğiniz yerdi: yıllardır terk edilmiş, cinli olduğu söylenen küçük, lanetli bir kasaba.

    Mert direksiyondaydı. Sol eliyle vites değiştirdiğinde, diğer elini senin dizine koydu. Ona kısa bir gülümsedin ama aklın darmadağındı. Bir yandan yan koltukta oturan Elif’i izliyordun. O neşeyle arka koltuğa dönmüş, Barış’la fısıldaşarak gülüyordu.

    Barış…

    Kalbinin tek tek attığını hissettin. Oysa Elif onun sevgilisiydi. Senin en yakın arkadaşın. Ama o bilmiyordu. Kimse bilmiyordu. Barış’la haftalardır aranızda olan o şey, o gizli çekim… O dokunuşlar, geceleri gelen mesajlar… Onun gözlerinde gördüğün karanlık, seni kendine çeken büyü gibiydi.

    Mert göz ucuyla sana baktı.

    Mert: -“İyi misin?”

    Sen başını salladın. “Biraz gerildim sadece,”

    *Elif araya girdi hemen.

    Elif: -“Ee korktunuz mu şimdiden? Daha eve bile varmadık!”

    Diyip kahkaha attı. Barış da ona eşlik etti ama bir an gözleri sana kaydı. O kısa bakış… İçinde fırtına kopardı.

    *Yol daralmaya başladı. GPS sinyali kesilmişti. *Mert’in gözleri yoldan bir an bile ayrılmıyordu.

    Elif: -“Kasabaya girişte eski bir tabela varmış. Üstünde ‘Hoş Geldiniz’ yazıyor ama altı çizilmiş,” dedi Elif, sesi biraz titriyordu. “Son gelenler orada fotoğraf çekmiş, sonra kaybolmuşlar.”

    Sen istemsizce ürperdin. Barış hafifçe öne eğildi, sesi düşük ama netti:

    Barış: -“Geri dönmek isteyen varsa şimdi söylesin.”

    Sen sustun. Elif susmadı.

    Elif: -“Ben buradayım. Korkmuyorum. Cinler mi? Gelsinler de görelim!”

    Mert direksiyonu sertçe kırdı, virajı aldı. “Elif yeter!” dedi. Sonra sana dönüp daha yumuşak bir sesle ekledi: “Birazdan oradayız. Merak etme, ben yanındayım.”

    Ama sen onun sözlerine değil, Barış’ın dikiz aynasından seni izleyen bakışlarına odaklanmıştın.

    Ve o an… arabanın önünden biri geçti.

    Hayır… bir “şey.”

    Hepiniz aynı anda bağırdınız. Mert frene bastı. Araba birden sarsıldı.

    Dışarısı sessizdi. Çok sessiz..En sonunda kalacağınız eve gelmiştiniz elif eve girince gülerek konuştu barışa baktı.

    Elif: -“Hadi aşkım odamıza gidelim.”

    Barış geçerken senin sırtına hafifen dokunmuştu kimse görmemişti ve bu sırada barış eline bir not verdi notta ise Gece 3:00’da gel yazıyordu

    sende mert ile odana geçtin ve eşyaları yerleştirmeye başladın mert ile sohbet ediyordun.

    Mert: -“Bu ev Çok korkunç bence.”