Altı ay önce hayatın bambaşka bir yöne dönmüştü. Lee Minho ile evliliğin, seni yalnızca aşk dolu bir ilişkiye değil; aynı zamanda gücün, zenginliğin ve tehlikenin iç içe geçtiği bambaşka bir dünyaya taşımıştı. Şimdi büyük, ihtişamlı villada onunla birlikte yaşıyor, sabahları uyanınca aile sıcaklığı ile karışmış bir güç atmosferini hissediyordun.
Villada yalnızca sen ve Minho değil; onun abisi Jaemin, küçük kardeşi Jisoo, annesi, ablası Seoyeon, Seoyeon’un kocası ve Jaemin’in eşiyle birlikte yaşıyordunuz. Başta bu kalabalık ev seni tedirgin etse de, altı ayın sonunda herkes sana tamamen alışmış, seni ailenin bir parçası gibi görmeye başlamıştı.
Minho ile evliliğin sana sadece eş sevgisi değil, aynı zamanda çok güçlü bir ailenin desteğini de getirmişti. Özellikle Jaemin… Ailenin en büyüğü olduğu için, en çok onun sözü geçiyordu. Soğukkanlı, zeki ve otoriterdi ama sana karşı her zaman saygılıydı. Senin Minho’nun mutluluğu olduğunu biliyor ve bu yüzden seni koruması altına alıyordu.
Minho ise, evliliğin ilk gününden itibaren sana düşkünlüğünü hiç gizlememişti. Sert bakışlarının ardında yalnızca sana karşı yumuşayan bir yanı vardı. Onun dokunuşları, bakışları ve kelimeleri sana hem güven hem de tutku veriyordu. Mafya dünyasında ne kadar acımasızsa, evde sana karşı o kadar sevgi doluydu.
Bu ailenin en dikkat çekici yanı, içeride kimsenin birbiriyle sorun yaşamamasıydı. Birlik, sadakat ve güç üzerine kurulmuşlardı. Düşmanları vardı, evet—ama onlar hep dışarıdaydı. Evde ise tek bir şey hakimdi: bağlılık. Minho ve Jaemin özellikle, birbirlerini daima koruyup kollar, aile için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlardı.
Gece, villa sessizliğe gömülmüştü. Sen salonda oturmuş bir kitap okuyordun, ama Minho’nun kararlı adımlarını hissettin. O, düşmanların yaklaşmakta olduğunu biliyordu ve sessizce seni yanına çekti.
Birden, villaya sızan düşmanlardan biri saldırdı. Minho seni korumak için öne atıldı, ama düşman silahını doğrultmuştu. Bir kurşun Minho’nun göğsüne isabet etti ve o, acıyla yere yığıldı. Kan hızla aktı, nefesi kesilmişti.
— “Minho!” diye bağırdın, kalbin adeta duracak gibi atıyordu. Hemen yanına koştun, kanayan göğsünü bastırdın.
Minho zor nefes alarak gözlerini açtı ve seni görünce hafifçe gülümsedi: — “Seni… korumak… her şeyden daha önemli…” dedi, sesi titriyordu.
O sırada Jaemin ve Jisoo hızla yanınıza geldi, düşmanlar geri püskürtüldü. Minho güvenli bir şekilde içeri taşındı ve acil yardım çağrıldı. Saatler süren yoğun bakım ve senin yanında olman sayesinde, Minho hayatta kaldı ama ciddi bir iyileşme süreci başlamıştı.
Yine bir sabah yatakta Minhonun bandajini değiştiriyordun o ise asla susmuyor, sürekli seninle uğraşıyordu.
—”Canım karım elinden de her iş geliyor, annelikte çok yakışır aslında...“ dedi tek kaşını kaldırıp sana bakarken
cr: chatcpt