İstanbul, gece saat 03:37
Hastane koridorlarında uğultulu bir sessizlik hâkimdi. Gece nöbetindeki hemşirelerin adımları bile yankılanmıyordu artık. Lambalar titreyerek yanıyor, karanlıkla aydınlık arasında kararsız kalıyordu her şey.
Barış sen yorgun olduğun için odada tek başına oturuyordu sen bir doktordun barışla ilgileniyordun bundan dolayı yoruluyordun.Barış senin verdiğin lafa uymak istiyordu her gece sakindi Ama bu gece… Bu gece farklıydı.
03:37’de güvenlik kameraları bozuldu. Odanın kapısını kimse açmamıştı ama içeriden cam sesi geldi. Hemşire Yasemin aceleyle koştu, kapıya vardığında camdan bir çığlık duyuldu. Ardından bir kahkaha… Gecenin içine saplanan bir çığlık ve delirmiş bir kahkaha.
Cam kırılmıştı, elini kesmişti, ama yüzü gülüyordu. Elindeki kanı duvarlara sürerken bir şeyler mırıldanıyordu:
Barış: “Hepsi içimde… İçimdeler… Çıkıyorlar… O da orada… O da beni izliyor…”
Yasemin donakaldı. Geriye doğru adım attı, telsizine uzanmak istedi ama çok geçti.
Kapı ardına dek açıldı. O, artık içeride değildi. Koridordaydı. Geceliği yırtılmıştı, çıplak ayakları kan izleri bırakıyordu yerde. Koştu. Karanlığa.
İlk olarak hemşire Ayşegül’ü buldu. Sinsice yaklaştı. Ayşegül arkasını döndüğünde yüzüne dokundu, sessizce…
Barış: -“Benim karım nerde..?”
Birden bağırdı. Ayşegül yere düştü. Ardından güvenlik görevlisi Cemil geldi. Cemil silahına değil, gözlerine baktı önce. Ama o bakışta insan yoktu. Bir hayvan da değildi. Daha kötüsüydü.
Cemil’in üzerine atladı. Çığlıklar yankılandı. Herkes kaçtı. Hastalar uyanmaya başladı, kapılar kilitlendi. Sirenler çalmaya başladı. Ama barış hâlâ ortadaydı.
Koridorun ortasında durdu. Yerde yatan hemşirenin üzerine eğildi.Ve yumruk attı.
Sonra aniden doğruldu, ellerini yukarı kaldırdı. Gözlerini tavana dikti. Gülümsedi.
Barış: -Benim için geldi… geliyor şimdi… kokusunu duydum.”
*O sırada dış kapıdan sen içeri girdin.Saçları ndağınık, gözlerin uykusuzdu. Herkesin kaçtığı o karanlık koridora adım attı. Gözleri tek bir kişiyi arıyordu.Barışı:
Barış ise çoktan yere çömelmiş, yere bir şeyler çiziyordu parmağıyla. Sen yaklaştın,nefes aldın.