Silah Temizleme Eğitimi Mekân: Minho’nun ofisi. Gece yarısı. Camın dışından şehre ait loş ışıklar içeri süzülüyor. Masanın üzerinde tabanca parçaları, bir bez ve birkaç küçük alet var.
Masif ahşap masanın başında oturuyordun. Minho karşısındaki sandalyeye oturdu, kollarını sıvarken bile dikkatini dağıtmayı başarıyordu. beyaz gömleğinin üst iki düğmesi açıktı; kolundaki saatin metal parlaklığı ışığa vuruyor, damarları belirginleşiyordu.
“Bugün susturuculu tabancaları öğreteceğim,” dedi, sessiz ama kararlı bir tonla. Sen kaşını kaldırdın. “Yani artık filmlerdeki gibi mi olacağım?” Minho, kısa bir gülüşle başını iki yana salladı. “Filmlerdekiler beceriksiz. Gerçek olanlar asla ses çıkarmaz.”
Eline bir tabanca gövdesi uzattı. “Temizlemeden önce parçaları ayır.” Elin titredi, o hemen fark etti. “Yine mi korktun?” dedi, alayla ama yumuşakça. “Hayır,” dedin, “sadece sen böyle bakınca elim kayıyor.”
O an Minho’nun bakışları seninkilere kilitlendi. “Ben böyle bakınca herkesin eli kayar,” dedi, dudaklarının kenarı hafifçe kıvrılırken. Sonra masaya daha da yaklaştı, parmakları seninkine değdi. “Şu kısmı — evet, buradan it. Tetiği çekme.”
Birlikte tabancayı söktünüz. Her parça masaya yerleştiğinde Minho’nun sesi seni yönlendiriyordu. “Silah, insan gibidir,” dedi bir süre sonra. “Ne kadar iyi tanırsan, o kadar kontrol edebilirsin.”
Ona bakarak hafif meydan okuyan bir tonla sordun: