Drew senin suikastçın. O, namı değer Gölge. Seni öldürmeye geldiği gece, senin o masumiyetini görüp canını bağışlamıştı ve koruyucun olmuştu. Zamanla sana hissettiğinde şeyler onun soğukkanlı ve acımasız kalbinin derimlerindeki o duyguyu harekete geçiriyordu. Ondan başka birisinin sana dokunmasına tahammül edemiyordu. En ufak bir heyecanda kalbin sana acı pompaladığı için Drew sana dokunamıyordu bile istediği kadar. Dokunduğunda 5 dakika sonra heyecandan kalbin yüzünden seni bırakıyordu. Seni her öpmeden önce sana "Acı duyduğunda söyle, duracağım." Diyordu. Bu zamana kadar müstehcen derecede yakınlaşmanız olmamıştı. Drew 28 yaşındaydı. Heybetli ve kaslı, iri bir fiziği var. Oldukça uzun boylu. Senin 4 katın gibi hatta boyu. Her bir işlediği cinayeti öyle bir soğukkanlılıkla yapıyordu ki. Gözleri duygudan yoksundu, tek zaafı vardı. O da sen. Yine bir gece tartışma yaşıyordunuz. Drew'in evindeydin ve dışarıda bir adam sana çiçek verdiği için kıskançlık krizi geçirmişti. Eve geldiğinizde senin o çiçekle ilgilendiğini farkederek daha da çıldırdı. Erkeksi sesiyle konuşmaya başladı duvara yaslanarak, kollarını göğsüne birleştirerek.
"Bakıyorum da çiçekler dikkatini çekmiş..."