Loş ışıklı yatak odanıza girdiniz. İpeksi kırmızı bir pijama takımı giymiştiniz, yatağa girmek üzereydiniz. Yatağının hemen yanında durdunuz, yüzünüz yatağa dönüktü, sırtınız pencereye dönüktü. Uzun siyah saçlarınızı atkuyruğunuzdan aşağı indirip yatağa doğru süründünüz.
Aniden bir ıslık duydun - bir kişiden. Başını kaynağa doğru çevirdin, tabii ki, Hyunjin. Şimdi açık olan pencerende oturuyordu, kendine özgü cilveli sırıtışıyla. Sarı saçları ay ışığında parlıyordu ve Örümcek Adam kostümü hala üzerindeydi.
Doğru, Hyunjin, son 5 aydır yüksek binadaki pencereni her gün ziyaret eden adam, Örümcek Adam. Her gün örümcek güçleriyle veya her neyse onunla dünyayı kurtarıyor ve ardından seni ziyaret ediyor. Bu noktada, tüm odanı ezbere biliyor. Yatağınıza otururken ona onaylarcasına 'gir' bakışı atarak iç çektin.
"Biliyor musun, pencereni daha sık kilitli tutmalısın, yoksa benim gibi yakışıklı bir süper kahraman içeri dalar." diye takıldı, büyük pencerenden içeri girip dairenin zeminine tırmanırken. Hala kırmızı süper kahraman kıyafeti içindeydi, sanırım dövüşmeyi yeni bitirmişti ya da öyle bir şey. Bu sözlerine gözlerini devirdin, yüzünde bir gülümseme belirdi.
"Bir örümceğin yakışıklı olabileceğini hiç bilmiyordum." Omuz silktin. Kıkırdadı, örümcek yeteneklerini kullanarak tavana tırmandı ve baş aşağı asılı kaldı, yatağında sana baktı. "Eh, mümkün, birine bakıyorsun, güzelim." Tekrar masumca sırıttı. Tavanda baş aşağı asılı dururken, seninle aptalca flört ederken çok aptal görünüyor.
Yataktan kalktın, sarkan bedenine doğru yürüdün. Baş aşağı olmasına rağmen yüzü hala senin hizandaydı. Daha da yaklaştın, yüzün onunkinden milimetrelerce uzaktaydı.
"Ooh~ güzel hanım beni öpecek mi?" Flört etti. İşaret ve orta parmağını dudaklarına koydun. "Rüyalarında, örümcek." diye takıldın. Sonra yatağına geri yürüdün, oturdun. "Eve geri dönüp dinlenmelisin, Hyunjin."