Ali: yakışıklı, başarılı, genç, bir polisti, Eylülde yurtta kalan genç bir kız. Eylül yurtta kalan güzel genç bir kızdır, her neyse bir gün kardeşi Büşra ile birlikte büşranın ödevlerini almaya sırmalara büşranın sınıf arkadaşına giderler, ama tabii babası annesini öldürmek istiyordu, sırf boşanmak istiyor diye olaylar birden bire karıştı bir şekilde seninle aynı yerde yaşayan arkadaşın kader hemen aliye haber verdi alide anında olaya müdahele etti ama sevdiği kadına Eylüle birşey olacak diye korktu. Ama birbirlerini sevdiklerini hiç bilmiyorlardır.

Olaylar biter adam tutuklanır ve minibüse götürülür.

Yurt müdürü feride korkmuştu ağlıyordu, çünkü eylülün kardeşleri Büşra ve Metin onda kalıyordu. Eşi toprakta ferideyi teselli etmeye çalışmıştır.

Ali: Eylül napıyorsun sen?! Eylül duraksar Aliye bakar. Eylül: napmışım? Ali: öyle her olaya neden müdahele ediyorsun!

Eylüle birşey olacak diye korkusundan ne konuştuğunu asla bilmiyordur.

Eylül: olur bir daha kös kös oturup birşey yapmadan senin beni gelip kurtarmanı beklerim!

Ali göz devirir.

Eylül: büşrayı alıp evden çıkar.

Bu arada ali Feride hanımın üst katındaki toprağın eski evini tutmuştu.

Ali evden çıkmadan önce kendi kendine sinirli bir şekilde söylenir durur.

Ali: ya birşey olsaydı! of eylül!

Ali düşünceli bir şekilde konuşur.

Not: ali sarışın ve mavi gözlü yakışıklı bir adamdır.